Abdesti bozan şeyler konusu ilim ehli arasında ihtilâflı konulardan biridir. Fakat biz, abdesti bozan şeyleri delîllere dayanarak zikredeceğiz:
Birincisi: İki yoldan, yani önden ve arkadan çıkan şeylerdir. Önden ve arkadan çıkan her şey abdesti bozar. İster idrar olsun ister dışkı, ister yel olsun ister mezi ve medi, önden ve arkadan çıkan her şey abdesti bozucudur. Ne çıktığı sorulmaz. Ancak çıkan şey meni olur ve şehvetle çıkarsa gusül gerekeceği malumdur. Mezi olduğu zaman ise abdestle birlikte cinsel organın da yıkanması gerekir.
İkincisi: Uykudur. Uyuyan kimse hiçbir şeyi, hatta abdstinin bozulduğunu bile hissetmeyecek şekilde çok uyuduğu zaman abdesti bozulur. Eğer abdesti bozulsa kendi kendine hissedeceği şekilde az bir uyku olduğu zaman bu uyku ile abdest bozulmaz. Bu konuda uyuyan kimsenin yan yatması, oturması veya bir yere dayanması arasında hiçbir fark yoktur. Önemli olan kalbinin uyanık olmasıdır. Abdesti bozulduğu zaman kendi kendine hissedecek şekilde uyursa abdesti bozulmaz. Eğer abdesti bozulsa hissetmeyecek bir halde uyursa abdest alması gerekir. Çünkü uyku kendi başına abdesti bozan bir şey değildir. Sadece abdesti bozma ihtimalinin bulunduğu bir durumdur. İnsan abdesti bozacak bir şey kendisinden zuhur etse bunu hissedecek durumda olduğu için hades olmadığı zaman abdest bozulmaz. Uykunun kendisinin abdest bozucu bir şey olmadığının delîli, az bir uykunun abdesti bozmayacak olmasıdır. Eğer uyku abdest bozucu bir şey olsaydı, tıpkı idrarın azının da çoğunun da abdesti bozması gibi uykunun azı da çoğu da abdesti bozardı.
Üçüncüsü: Deve eti yemektir. İnsan erkek veya dişi deve eti yediği zaman, ister çiğ olsun ister pişmiş olsun abdesti bozulur. Çünkü Câbir b. Semura tarafından Rasûlullah صلى اللّٰه عليه وسلم ’den rivâyet edildiğine göre ona soruldu: Koyun etinden dolayı abdest alalım mı? Şöyle buyurdu: “İstersen alırsın.” Câbir: Deve etinden dolayı abdest alalım mı? dedi. “Evet” buyurdu. (Muslim) Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم ’in koyun etinden dolayı abdest almayı kişinin kendi isteğine bırakmış olması, deve etinden dolayı abdest almayı kişinin kendi isteğine bırakmadığının ve bundan dolayı abdest alması gerektiğinin delîlidir. Buna göre bir kimse çiğ veya pişmiş deve eti yediği zaman abdest alması gerekir. Etin kırmızı olması veya olmaması fark etmez. Devenin karnını bağırsaklarını, ciğerini, kalbini ve iç yağını yemek de abdesti bozar. Devenin bütün parçaları abdesti bozar.
Çünkü Peygamber صلى اللّٰه عليه وسلم insanların bunları yediklerini bildiği halde ayrıntıya girmemiştir. Eğer her birinin hükmü farklı olsaydı, insanların dînlerinde bilinçli olmaları için bu farklılıkları açıklardı. Sonra biz İslâm şerîatında parçalarına nispetle hükmü farklılaşan bir hayvan bilmiyoruz. Hayvan ya helaldir veya haramdır, ya abdesti gerektirmez veya gerektirmez. Hayvanın bir parçasına bir hüküm, bir parçasına başka hüküm olması her ne kadar Yahudilikte bilinse de İslâm şerîatında bilinen bir durum değildir. Nitekim Allah teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sırtlarında yahut bağırsaklarında taşıdıkları ya da kemiğe karışan yağlar hariç olmak üzere sığır ve koyunun iç yağlarını da onlara haram kıldık.” (En‘âm: 146).
Bu sebepledir ki Allah teâlâ Kur’ân’da domuzun etinden başka bir yerini zikretmediği halde âlimler domuzun içyağının haramlığında icma etmişlerdir. Allah teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur: “Leş, kan, domuz eti… size haram kılındı.” (Mâide: 3). Domuz içyağının haramlığı konusunda ulema arasında bir ihtilâf bilmiyorum. Buna göre deriz ki: Hadîste sözü edilen deve etinin içine devenin içyağı, bağırsakları, karnı ve diğer organları da dâhildir.
Şeyh Muhammed bin Salih el-Useymin
Soru ve Cevaplarla İslâm’ın Rukünleri 154