Kadınların hayız konusundaki sorunları sahili olmayan bir denizdir. Bu sorunların sebeplerinden birisi de hamileliği ve hayzı engellemek için kullandıkları haplardır. Daha önceki insanlar bu gibi problemlerin çoğunu bilmiyorlardı. Kadınlar var olduğu sürece bu problemin bitmeyeceği doğrudur. Fakat sorunlarının çözümünde insanı şaşkın bırakan bu şekildeki bir artış üzüntü verici bir durumdur. Genel kural şudur: Kadın temizlendiği ve hayızdan temizlendiğine kesin kanaat getirdiği zaman, yani hayız bezi kireç gibi beyaz çıktığı zaman ki o kadınların bildikleri beyaz bir sudur, artık temizlendikten sonraki hiçbir sarılık veya bulanıklık veya nokta veya rutubet hayız değildir. Namaza engel değildir, oruca engel değildir ve erkeğin eşiyle birleşmesine engel değildir. Çünkü o bir hayız değildir. Ümmü Atıyye dedi ki: : “Biz sarılığı ve bozluğu hiçbir şey (yani namaza mani) addetmezdik.” Bunu Buhârî rivâyet etti, Ebû Dâvûd buna “temizlendikten sonra” ilavesinde bulundu. Bunun da senedi sahîhtir.
Buna göre deriz ki: Hayızdan temizlendiğine kesin kanaat getirdikten sonra meydana gelen bu gibi şeylerin hiçbirisi kadına bir zarar vermez, namazına, orucuna ve kocasıyla birleşmesine mani olmaz. Fakat temizlendiğini görünceye kadar acele etmemesi gerekir. Çünkü bazı kadınlar kan hafiflediği zaman acele ederler ve temizliği görmeden hemen yıkanırlar. Bu sebeple sahâbe kadınları mü’minlerin annesi Aişe’ye içinde sarılık olan bir pamuk göndermişler ve fikrini sormuşlardı. Aişe radıyallahu anha onlara şöyle demişti: “Kireç beyazlığını görünceye kadar acele etmeyin.” (Buhari)
Şeyh Muhammed bin Salih el-Useymin
Soru ve Cevaplarla İslâm’ın Rukünleri 178